Tufan Destanı Ne Anlatır? Kurtuluş Masalı mı, Meşruiyet Makinesi mi? Peşin söyleyeyim: Tufan destanını sadece “kurtuluş” ve “merhamet” anlatısı diye okumak, hikâyenin en rahatsız edici tarafını görmezden gelmektir. Bir dünyayı sularla silip, geriye tek bir gemi ve “seçilmiş” bir aile bırakmak… Bu, gerçekten adalet mi, yoksa iktidarın itaat üretme biçimi mi? Tufan destanı ne anlatır sorusuna cesurca bakalım: Kökleri derin, etkileri tartışmalı bu mitin içindeki çatlakları büyüteçle inceleyelim. Tufan Destanı Ne Anlatır? Kısa Çerçeve Mitos, kültürden kültüre ayrıntı değiştirir; ama iskelet benzerdir: İnsanlar “bozulur”, tanrılar/ilahi güçler büyük bir sel gönderir, bir “doğru kişi”ye gemi yapması buyrulur, seçilmiş canlılar ve tohumlar…
Yorum BırakKategori: Makaleler
Zehirli Balıkların Sırrı: Kültürlerin Derinliklerinde Tehlikenin ve Bilgeliğin İzleri Bir antropolog olarak suya baktığımda yalnızca yansımamı değil, insanlığın kadim korkularını ve arzularını da görürüm. Deniz, insan kültürlerinin hem yaşam hem ölümle kurduğu en eski aynadır. Dalgaların ardında saklı her balık, bir hikâyeyi, bir sembolü ve bazen de bir uyarıyı taşır. Bu yazıda “Hangi balıklar zehirlidir?” sorusuna yalnızca biyolojik değil, kültürel ve antropolojik bir pencereden bakıyoruz. Çünkü zehir, yalnızca bir madde değil; bazen bir inanç, bazen bir tabu, bazen de bilginin sınırıdır. Zehirin Kültürel Anlamı: Korkudan Bilgeliğe Zehir, insanın doğayla olan ilişkisini yeniden tanımlayan kavramlardan biridir. Bir kültürde ölümün simgesi olan…
Yorum BırakKentsel Dönüşüm Kamulaştırma Nedir? Geleceğin Şehirlerini Şekillendiren Büyük Değişim Bir şehir düşünün… Binalar eski değil, yenilikçi. Sokaklar sadece beton değil, insanların hikâyeleriyle dolu. Her köşede geçmişle geleceğin buluştuğu bir dönüşüm hissi var. Peki bu büyük değişimin arkasındaki en güçlü araçlardan biri olan kentsel dönüşüm kamulaştırma nedir? Gelin, geleceğin şehirlerini şekillendirecek bu kavramı birlikte keşfedelim ve belki de “yarının kentleri” hakkında birlikte hayal kuralım. Kentsel Dönüşüm Kamulaştırma Nedir? Temelden Başlayalım Kentsel dönüşüm kamulaştırma, şehirlerin yenilenmesi sürecinde devletin veya yerel yönetimlerin kamu yararı gözeterek özel mülkiyete ait taşınmazları belirli prosedürlerle satın alması veya el koyması anlamına gelir. Amaç; riskli, çürük, afet tehlikesi…
6 YorumBodrum Neden Tercih Ediliyor? Tarihten Günümüze Mavi ile Beyazın Diyaloğu Ege kıyılarında bir yarımada düşünün: sabahları denizin tuzunu, akşamları begonvillerin kokusunu taşır. Bodrum, yalnızca bir tatil beldesi değil; bir kültür, bir kimlik ve bir zaman algısıdır. Onun neden bu kadar tercih edildiğini anlamak için, yalnızca sahillerine değil, geçmişine ve bugünün sosyolojik dönüşümlerine de bakmak gerekir. Tarihsel Arka Plan: Antik Halikarnassos’tan Modern Bodrum’a Bodrum’un hikâyesi, M.Ö. 5. yüzyıla kadar uzanır. Eski adıyla Halikarnassos, Antik Çağ’ın en önemli liman kentlerinden biriydi. Kral Mausolos’un anıt mezarı —dünyanın yedi harikasından biri olarak anılan Mausoleum— burada yükselmişti. Bu tarihsel derinlik, Bodrum’un bugünkü kimliğine sessiz ama…
4 Yorumİdrarda Glikoz Çıkarsa Ne Olur? Tarihten Günümüze Bir Sağlık Meselesi Bir tarihçinin gözüyle bakınca, idrarda glikoz (glikozüri) yalnızca laboratuvar kâğıdındaki bir sonuç değil; şekerle kurduğumuz toplumsal ilişkinin, üretim-tüketim döngülerinin ve tıbbın düşünsel dönüşümünün de aynasıdır. Antik metinlerde tatlı idrarın karıncaları çektiği gözlemi, “madhumeha” (bal idrarı) benzetmesi ve sonunda “diabetes mellitus” adlandırmasıyla kavramsallaştı; şekerin keşfi ve sanayileşmeyle yükselen tüketim dalgası, glikozürinin görünürlüğünü artırdı. Erken hekimlerin duyusal gözlemlerinden bugünün moleküler açıklamalarına uzanan bu hat, “idrarında şeker çıkan” kişinin biyolojisini ve çağının yaşam tarzını birlikte okur. [1] Fizyolojik Eşik: Böbrek Ne Zaman “Taşır”? Normalde böbrekler glikozu süzer ve proksimal tübüllerde neredeyse tamamını geri…
8 YorumKandil Yağı Kaç Saat Yanar? Zamanı, Işığı ve Anlamı Ölçmenin Peşinde Bazı sorular vardır ki cevabı sadece sayılarla ölçülemez. “Kandil yağı kaç saat yanar?” sorusu da onlardan biri. Evet, bu sorunun fiziksel, kimyasal ve teknik bir cevabı vardır. Ama bu basit gibi görünen sorunun ardında çok daha derin bir anlam gizlidir: Işığın sembolü, sabrın ölçüsü, geleneğin zamana karşı direnci… Gel, sadece bir kandilin ne kadar süreyle yanabileceğini değil, aynı zamanda bu yanışın bize neler anlattığını da birlikte keşfedelim. Kandil ve Yağın Hikâyesi: Antik Dönemlerden Günümüze Kandiller, insanlığın en eski ışık kaynaklarından biridir. Elektriğin olmadığı çağlarda, karanlığı aydınlatan tek şey küçük…
6 YorumTörensel Görgülcülük Ne Demek? Psikolojinin Merceğinden Ritüel ve Gerçeklik Arasında Bir Psikoloğun Meraklı Sorusu: İnsan Neden Ritüellere Sarılır? İnsan davranışlarını anlamaya çalışan bir psikolog olarak sıkça düşünürüm: Neden bazı davranışlarımız neredeyse törensel bir düzen içinde tekrarlanır? Sabah kahvesini hep aynı fincanda içmek, sınavdan önce aynı kalemi kullanmak, toplumsal olaylarda belirli kalıpları takip etmek… Bunlar sadece alışkanlıklar mı, yoksa daha derin bir törensel görgülcülük biçimi mi? Bu kavram, yüzeyde sıradan görünse de insan zihninin işleyişine dair güçlü ipuçları taşır. Çünkü törensel görgülcülük, bir yandan gözleme dayalı davranış kalıplarını korurken, diğer yandan o davranışlara anlam yükleyen bir iç dünyayı da yansıtır. Törensel…
8 YorumSürrealist İnsan Ne Demek? Toplumsal Yapılar ve Bireysel Özgürlük Üzerine Bir Sosyolojik Bakış Giriş: Toplumsal Yapıları ve Bireyleri Anlamaya Çalışan Bir Araştırmacı Olarak Toplumların nasıl şekillendiğini ve bireylerin bu yapılarla nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamaya çalışırken, bazen alışıldık olanın dışına çıkmak gerekir. Toplumsal normların, cinsiyet rollerinin ve kültürel pratiklerin bireylerin kimlikleri üzerindeki etkilerini incelediğimizde, karşımıza çok katmanlı bir yapının olduğunu görürüz. Her birey, içsel dünyasında kendisini tanımlama ve dış dünyada buna uygun bir biçimde var olma çabası içindedir. İşte bu noktada sürrealist insan kavramı devreye girer. Sürrealizm, toplumsal normları, geleneksel yapıların baskılarını sorgulayan, özgürlüğü ve bilinçaltını yücelten bir düşünsel devrimdir. Peki,…
Yorum BırakYardımın Felsefesi: Nakliye Yardımı İçin Nereye Başvurulur? Bir Filozofun Gözünden Başlangıç Bir insanın eşyalarını taşımak istemesi, yalnızca fiziksel bir yer değiştirme değildir; aynı zamanda bir varoluş hareketidir. “Nakliye yardımı için nereye başvurulur?” sorusu, yüzeyde pratik bir yönelim gibi görünse de, derinlerde insanın dayanışma, adalet ve yardımlaşma kavrayışıyla ilgilidir. Bir filozof, bu soruyu yalnızca “nereye gidilir” olarak değil, “neden gidilir” ve “yardım nedir” şeklinde de sorar. Çünkü yardım istemek, insanın sınırlılığını kabul etmesidir — ve bu kabul, etik, epistemolojik ve ontolojik boyutlarıyla insan olmanın özünü açığa çıkarır. Etik Perspektif: Yardım İstemenin Ahlaki Boyutu Etik, eylemlerimizin anlamını sorgular. Yardım istemek ve yardım…
Yorum BırakMeşgale Hangi Dil? Felsefeye dair derin düşünceler, dünyayı anlamlandırma çabamızın bir yansımasıdır. İnsan, dil aracılığıyla dünyayı şekillendirir, tanımlar ve o dünyada kendini bulur. Peki, dil sadece iletişim aracı mıdır yoksa insanın düşünsel evreninde daha derin bir işlevi var mıdır? “Meşgale hangi dil?” sorusu, bir dilin insanın ontolojik varoluşunu ve epistemolojik yapısını nasıl etkilediğine dair önemli bir sorgulamadır. Bu yazıda, dilin varlık, bilgi ve etik bağlamında insanın içsel dünyasına olan etkilerini ele alacağız. Dil ve Ontoloji: Varlığın Sınırları Ontoloji, varlık bilimi olarak tanımlanır ve varlıkların doğasıyla ilgilenir. Dilin ontolojik perspektifi, varlıkların nasıl var olduğunu anlamamıza yardımcı olur. Felsefeci Ludwig Wittgenstein, dilin…
6 Yorum